THA
(Türk Haberler Ajansı) Kültür Sanat Bülteni, Ağustos 1982
SANATÇILARLA KONUŞMALAR
GRAFİK VE KARİKATÜR SANATÇISI FARUK ÇAĞLA:
-Taksim Sanat Galerisinde 27 Ağustos 1982
cuma günü açacağınız serginin belirli bir konuyu mu, yoksa geniş, açılı
bir çalışmanızı mı kapsıyor? Bu konuda bizi aydınlatır mısınız?
-Taksim Sanat Galerisinde açacağım özgün
grafik resim sergisi "sevgiyi" konu alıyor ve adı da "Sevgiyi
Resmeyledik". Mutluluğun resmini Abidin Dino yaptı mı bilmiyorum ama ben
sevgi üzerine yirmi tane resim yaptım. Bakalım becerebilmiş miyim? Ona
izleyiciler karar verecek.
Ben her sergide bir konu üzerinde
yoğunlaşmayı daha yararlı ve zor bir iş olarak görüyorum. Ve bence
güzel olan şeyler bu zorluktan geliyor. Düşünün bir kez, konu aynı, bu
konunun çevresinde dönerek, içine girerek onu iyice irdeliyorsunuz ve
konu ya da o sergi sizin için "doktora tezi" gibi bir şey oluyor.
İşte bu ikinci kişisel sergimde de "sevgiyi resmeylemeye" çalıştım.
- Neden "Sakatlar"dan sonra sevgiyi
seçtiğinizi de söyler misiniz?
-Sakatlığa neden olan etkenlerin başında
"sevgisizlik" gelmiyor mu? İnsanın insanı sevmemesi değil midir bütün
sakatlıkların temeli? Dikkat ve özen gösterilmeden insan yaşamına
umursamazlıkla yaklaşmanın temelinde yatan nedir? İçinde yaşadığımız
koşullar insanı kendine ve doğaya yabancılaştırmakta ve bireyciliğe,
bencilliğe itmektedir. Böylece, insanın insani olan özelliklerinden en
önemlisi olan "sevgi yoksunluğuna " değinerek sevgi temasını işledim.
- Doğrusu ya dergi ve gazete okurları,
serginizi gezenler, çalışmalarınızı izleyenler sizi hep karikatür
sanatçısı bellemişler..
- Doğru. Herkes beni karikatürcü, ya da
sizin deyiminizle karikatür sanatçısı olarak tanıyor. Ama bu sergi bir
karikatür sergisi değil. Bu sergideki resimlerim renklerin sıcak- soğuk
ilişkilinden hareketle kontrastlık ve uyum etkisi yaratan, bu etkiyi
beneklerle pekiştiren "optical art"ın grafik lekelerle abartılması ve
en önemlisi somut mesaj'a yönelik bir uygulamasıdır. Böylece her resim
bir poster olabilecek özellikte. Grafik leke ve somut mesaj var bu
resimlerimde.
Bir şey daha eklemek istiyorum
söylediklerime. O da şu: Ayrıca bu sergi, aynı yılda açtığım ikinci
sergi oluyor ve bu serginin geliriyle ameliyat olmayı düşünüyorum.
- Bütün sanatçılara sorduğumuz gibi,
özgeçmişinizi bize anlatır mısınız? Bu sorunun yararına inanıyoruz,
özgeçmiş, genellikle ileride yazılacak sözlüklere sağlam kaynaklık
ediyor, birçok yararı var ayrıca. Okur tanıyor, sergiyi gezenler
sanatçıyı tanıyarak resimlerini değerlendiriyor. Bizde magazin basınının
önde gitmesinin nedenleri tanıtmayı "reklam"ı başka açıdan
değerlendirmelerinden ileri geliyor. Okuru çoğu zaman yanlış bilgilerle
donatıyorlar, bu nemenem bilgilerse. Sanatçıların özgeçmişi ise
ayrıcalık taşıyor elbet. Genç sanatçılar daha iyi tanıtılmalı. Böyle
bir tanıtmadan yana olunmalı diye düşünüyoruz.
- 1957 de İstanbul'da doğdum. Kabataş
Erkek Lisesini bitirdikten sonra 1975 yılında Beşiktaş'taki Devlet
Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'na girdim. Bu okulun grafik
Bölümünü 1980 yılında bitirdim.
- Resimle ilişkiniz lisede mi, yoksa
eğitim düzenimizin getirdiği yüksek okul ve üniversiteye girme
durumlarından mı kaynaklandı?
- Resimle olan ilişkim iki üç yaşlarında
başlar. Evrak memuru olan babam güzel resim yapan ve benim de yapmam
için çaba gösteren bir kişiydi. Getirdiği kağıtlara, sabit yazan kurşun
kalemle resimler çizer, benim de aynısını çizmemi isterdi. Zamanla
ben babamdan daha güzel çizer duruma geldim. Lise yıllarımda
"Cumhuriyet'in 50. yılı" afiş yarışmasında ikinci olmuştum. Bir
yandan da cep harçlığımı çıkarmak için tabelacılık yapıyordum. Böylece
ilkel bir biçimde de olsa grafikle ilk ilişkim kurulmuş oldu. Yine o
yıllarda bazı dergilerde karikatürlerim yayınlanmakta idi.
Derken, 1975'te girdiğim Devlet Tatbiki
Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nun Grafik Bölümünde bilgi ve becerim
arttı. Bir yandan okuyor, bir yandan tabela yapıyor, bir yandan da
çeşitli grafik yarışmalarına katılıyordum. Birçok sergide grafik
ürünlerim yer aldı. 1979'da Manisa Belediyesi amblem yarışmasında
üçüncülük, 198O'de Kuşadası Belediyesi amblem yarışmasında birincilik
ödülü aldım. 1973-1980 yılları arasında çeşitli reklam ajanslarında
"grafiker olarak çalıştım.
- Karikatüre nasıl başladınız?
- 198O'de Tatbikî'nin Grafik Bölümünü
bitirdiğim zaman, küçükken geçirdiğim bir rahatsızlık sonucu biraz eğri
ve kısa olan ayağımı tedavi ettirmek amacımla Çapa Hastanesinin
ortopedi kliniğinde bir ameliyat oldum. Ameliyatta yanlış malzeme
kullanılması ve insanlık dışı bakım koşulları nedeniyle sol ayağımı
kullanamaz duruma geldim. Sakatlığımın bilincine vardığım 1981 yılında,
kendi özel durumumu ve tüm sakatların sorunlarını dile getirmek için en
iyi aracın karikatür olduğuna inandım. Ve uzun zaman grafiker olarak
sürdürdüğüm çalışmalarımı karikatür üzerinde yoğunlaştırdım. Zaten
geçmişte var olan ve amatörce olduğunu sandığım karikatür konusundaki
bilgi ve becerilerimi grafik eğitiminden gelen disiplin ve estetikle
yoğurarak yeni bir biçimde ortaya koydum.
"Sakatlar" konusuna', kendimi iyice
verdim, özel durumundan dolayı espri üretmek hiç zor olmadı, 1982'nin
nisan ayında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu salonlarında 34
karikatürden oluşan ilk kişisel sergimi açtım. Bir ay sonra,
İstanbul Eczacı Odası'nın düzenlediği "Eczacılık, İlaç ve Halk Sağlığı"
konulu karikatür yarışmasında Büyük ödülü, Yarın dergisinin karikatür
yarışmasında Başarı Ödülü aldım. Cumhuriyet gazetesi "Ciddiyet"
sayfasında karikatürlerim sürekli olarak yayınlanmaya başlandı.
"Sanat / Edebiyat 81" dergisinde sanat üzerine kuramsal yazılar
yazmaya ve çizmeye başladım.
|